Türkiye'nin Savunma Sanayii Şirketleri
Türkiye'nin savunma sanayii, son yirmi yılda yaşadığı hızlı dönüşümle dünya çapında dikkat çeken sektörlerden biri haline gelmiştir. 2000'li yılların başında büyük oranda dışa bağımlı olan bu alan, bugün yerli ve milli üretim kapasitesiyle küresel pazarda güçlü bir konuma sahiptir. ASELSAN, HAVELSAN, Roketsan, TUSAŞ gibi öncü şirketler, teknolojik yenilikler ve stratejik projelerle hem ulusal güvenliği desteklemekte hem de uluslararası pazarlarda Türkiye'yi temsil etmektedir. Bu makalede, Türkiye'nin savunma sanayii ekosistemini oluşturan başlıca şirketleri, sektörün ekonomik boyutunu ve yatırım potansiyelini detaylı olarak inceleyeceğiz.
Savunma Sanayii Nedir?
Savunma Sanayiinin Tanımı ve Önemi
Savunma sanayii, bir ülkenin güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla askeri ekipman, sistem ve teknoloji üretimini kapsayan stratejik sektördür. Bu alanda faaliyet gösteren şirketler, silah sistemlerinden haberleşme ekipmanlarına, zırhlı araçlardan uzay teknolojilerine kadar geniş bir yelpazeде ürün ve hizmet sunar. Savunma sanayii, sadece askeri ihtiyaçları karşılamakla kalmaz, aynı zamanda teknolojik gelişime öncülük eder ve sivil sektöre de önemli katkılar sağlar.
Türkiye gibi jeopolitik açıdan stratejik konuma sahip ülkeler için savunma sanayii, ulusal güvenliğin temel taşlarından birini oluşturur. Dışa bağımlılığın azaltılması, teknolojik özgürlüğün sağlanması ve ihracat potansiyelinin artırılması açısından kritik öneme sahiptir. Ayrıca, savunma sanayii yüksek katma değerli üretim yapması nedeniyle ekonomik büyümeye de doğrudan katkı sağlar.
Türkiye'de Savunma Sanayiinin Tarihçesi
Türkiye'nin savunma sanayii geçmişi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulan silah fabrikalarına kadar uzanmaktadır. Cumhuriyet'in ilk yıllarında da savunma sanayi gelişimi devlet politikalarının merkezinde yer almıştır. 1950'li yıllardan itibaren NATO üyeliği ile birlikte Batılı teknolojilere entegrasyon süreci başlamış, ancak 1974 Cyprus Barış Harekatı sonrası yaşanan ambargo, Türkiye'yi yerli üretim konusunda daha kararlı adımlar atmaya yönlendirmiştir.
1985 yılında kurulan Savunma Sanayii Müsteşarlığı (bugünkü Savunma Sanayii Başkanlığı), sektörün kurumsal yapılanmasında dönüm noktası olmuştur. 1990'lı ve 2000'li yıllarda ASELSAN, HAVELSAN, Roketsan gibi şirketlerin kuruluşu ve büyümesi, Türkiye'nin savunma sanayiinde köklü bir dönüşümün başlangıcını oluşturmuştur. 2010 sonrası dönemde ise yerli ve milli üretim politikalarının güçlenmesiyle sektör hızlı bir büyüme ivmesi yakalamıştır.
Günümüzde Savunma Sanayiinin Faaliyet Alanları
Modern savunma sanayii, geleneksel silah üretiminin çok ötesinde faaliyet göstermektedir. Günümüzde sektörün başlıca faaliyet alanları şunlardır:
Elektronik ve Haberleşme Sistemleri: Radar teknolojileri, elektronik harp sistemleri, askeri haberleşme ekipmanları ve komuta kontrol sistemleri bu alanın temelini oluşturur. ASELSAN bu alanda Türkiye'nin öncü şirketidir.
Bilişim ve Siber Güvenlik: Askeri yazılım geliştirme, simülasyon sistemleri, siber güvenlik çözümleri ve yapay zeka uygulamaları giderek önem kazanmaktadır. HAVELSAN bu alanda liderlik yapmaktadır.
Roket ve Füze Teknolojileri: Kısa, orta ve uzun menzilli füze sistemleri, hava savunma sistemleri ve uzay teknolojileri modern ordunun vazgeçilmez unsurlarıdır. Roketsan bu alanın uzmanıdır.
Havacılık ve Uzay Sanayii: Savaş uçakları, helikopterler, insansız hava araçları ve uydu teknolojileri savunma sanayiinin en yüksek teknolojili alanlarından biridir. TUSAŞ bu sektörde Türkiye'yi temsil etmektedir.
Türkiye'deki Başlıca Savunma Sanayii Şirketleri
ASELSAN: Haberleşme ve Savunma Teknolojilerinde Lider
ASELSAN (Askeri Elektronik Sanayii), 1975 yılında kurulan ve Türkiye'nin en büyük savunma sanayii şirketi konumundaki kuruluştur. Şirket, elektronik harp sistemleri, radar teknolojileri, optronik sistemler ve askeri haberleşme ekipmanları alanlarında faaliyet göstermektedir. 2023 yılı itibariyle 8 milyar TL'yi aşan cirosuyla sektörün lideri konumundadır.
ASELSAN'ın en önemli projelerinden biri, milli hava savunma sistemi HISAR'dır. Kısa ve orta menzilli hava savunma füzelerinin yanı sıra, KORKUT hava savunma top sistemi de şirketin gururu olan projelerdendir. Ayrıca, milli radar sistemleri, elektronik harp cihazları ve askeri haberleşme ağları konusunda da öncü çalışmalar yürütmektedir.
Şirket, yoğun Ar-Ge faaliyetleriyle dikkat çekmekte ve gelirinin yaklaşık %8'ini araştırma geliştirme çalışmalarına ayırmaktadır. 18.000'i aşkın çalışanıyla Türkiye'nin en büyük teknoloji işverenlerinden biri olan ASELSAN, aynı zamanda ihracat performansıyla da öne çıkmaktadır.
HAVELSAN: Bilişim ve Siber Güvenlik Odaklı Savunma Çözümleri
HAVELSAN, 1982 yılında kurulan ve savunma sanayiinde bilişim teknolojileri konusunda uzmanlaşmış bir şirkettir. Askeri simülasyon sistemleri, komuta kontrol sistemleri, siber güvenlik çözümleri ve savunma amaçlı yazılım geliştirme alanlarında faaliyet göstermektedir.
Şirketin en dikkat çeken projelerinden biri, F-16 uçakları için geliştirdiği uçuş simülatörleridir. Ayrıca, denizaltı komuta kontrol sistemleri, hava savunma komuta kontrol sistemleri ve çeşitli askeri eğitim simülasyonları da HAVELSAN'ın uzmanlık alanları arasındadır.
HAVELSAN, yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojilerini savunma uygulamalarına entegre etme konusunda öncü çalışmalar yürütmektedir. Siber güvenlik alanında da önemli projeler geliştiren şirket, hem kamu hem de özel sektöre yönelik siber güvenlik çözümleri sunmaktadır.
Roketsan: Roket ve Füze Sistemleri Üreticisi
1988 yılında kurulan Roketsan, Türkiye'nin roket ve füze teknolojileri alanındaki öncü şirketidir. Şirket, kısa, orta ve uzun menzilli füze sistemleri, hava savunma füzeleri, anti-tank füzeleri ve uzay teknolojileri konularında faaliyet göstermektedir.
Roketsan'ın en bilinen ürünlerinden biri OMTAS anti-tank füzesidir. Ayrıca, CIRIT lazer güdümlü füzesi, UMTAS uzun menzilli anti-tank füzesi ve TRG-300 çok namlulu roket sistemi de şirketin önemli ürünleri arasında yer almaktadır. Son yıllarda uzay teknolojileri alanında da önemli adımlar atan Roketsan, hibrit roket motorları ve uydu teknolojileri konusunda çalışmalar yürütmektedir.
Şirket, Türkiye'nin uzay programına da önemli katkılar sağlamakta ve milli uzay teknolojilerinin geliştirilmesinde aktif rol oynamaktadır. Ar-Ge odaklı yapısıyla Roketsan, gelirinin önemli bir bölümünü araştırma geliştirme faaliyetlerine ayırmaktadır.
TUSAŞ (TAI): Havacılık ve Uzay Sanayii Öncüsü
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ), 1984 yılında kurulan ve Türkiye'nin havacılık sanayiinin lokomotifi konumundaki şirkettir. F-16 uçak üretimi, helikopter üretimi, insansız hava araçları ve uzay teknolojileri alanlarında faaliyet göstermektedir.
TUSAŞ'ın en önemli projelerinden biri, milli muharebe uçağı MMU (KAAN) projesidir. 5. nesil savaş uçağı teknolojisiyle geliştirilen bu proje, Türkiye'nin havacılık teknologilerindeki en büyük atılımı temsil etmektedir. Ayrıca, T129 ATAK helikopteri, ANKA insansız hava aracı ve HÜRJET eğitim uçağı da şirketin önemli projeleri arasındadır.
TUSAŞ, uluslararası havacılık sanayiinde de önemli bir konuma sahiptir. Airbus, Boeing gibi küresel havacılık devleriyle işbirlikleri yapan şirket, aynı zamanda parça üretimi ve bakım onarım hizmetleri de sunmaktadır.
BMC: Askeri ve Ticari Araç Üretiminde Güçlü Oyuncu
BMC, 1964 yılından beri faaliyet gösteren ve hem askeri hem de ticari araç üretimi yapan köklü bir şirkettir. ALTAY ana muharebe tankı projesinde ana yüklenici olan BMC, aynı zamanda çeşitli zırhlı araçlar, askeri kamyonlar ve lojistik araçları üretmektedir.
ALTAY tankı, Türkiye'nin en ambiryöslü savunma projelerinden biridir. Modern zırh teknolojileri, güçlü ateş gücü ve gelişmiş kontrol sistemleriyle donatılan ALTAY, dünya standartlarında bir ana muharebe tankı olarak tasarlanmıştır. BMC ayrıca KIRPI zırhlı personel taşıyıcısı ve çeşitli taktik araçlar da üretmektedir.
Şirket, son yıllarda elektrikli araç teknolojilerine de yatırım yapmakta ve hem sivil hem de askeri kullanım için elektrikli araç çözümleri geliştirmektedir. Qatar ile yapılan stratejik ortaklık, BMC'nin uluslararası pazarlardaki konumunu güçlendirmiştir.
Katmerciler: Zırhlı Araç ve Görev Odaklı Araç Geliştiricisi
Katmerciler, 1968 yılında kurulan ve zırhlı araçlar ile özel görev araçları üretiminde uzmanlaşmış bir şirkettir. HIZIR zırhlı personel taşıyıcısı, KHAN zırhlı muharebe aracı ve çeşitli mühimmat taşıma araçları şirketin başlıca ürünleri arasındadır.
Şirket, modüler zırh teknolojileri ve hafif zırhlı araç tasarımında öncü çalışmalar yürütmektedir. HIZIR 4x4 zırhlı aracı, yüksek koruma seviyesi ve manevra kabiliyetiyle uluslararası pazarlarda da talep görmektedir. Katmerciler ayrıca itfaiye araçları, ambulans ve diğer özel amaçlı araçlar da üretmektedir.
Borsa İstanbul'da işlem gören Katmerciler, şeffaf finansal yapısı ve büyüme potansiyeliyle yatırımcıların dikkatini çekmektedir. Şirket, sürekli Ar-Ge çalışmalarıyla ürün gamını genişletmekte ve ihracat kapasitesini artırmaktadır.
NETAŞ: Savunma İletişimi ve Telekomünikasyon Teknolojileri
NETAŞ, 1967 yılında kurulan ve telekomünikasyon ile savunma iletişimi alanlarında faaliyet gösteren deneyimli bir şirkettir. Askeri haberleşme sistemleri, telsiz ağları, uydu haberleşme ekipmanları ve siber güvenlik çözümleri şirketin uzmanlık alanlarıdır.
Şirket, NATO standartlarında askeri haberleşme sistemleri geliştirmekte ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin haberleşme ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Ayrıca, sivil telekomünikasyon sektöründe de hizmet veren NETAŞ, geniş bant internet altyapısı ve fiber optik teknolojileri konularında da çalışmalar yürütmektedir.
NETAŞ'ın geliştirdiği kriptolu haberleşme sistemleri, yüksek güvenlik seviyesi gerektiren uygulamalarda kullanılmaktadır. Şirket, 5G teknolojileri ve nesnelerin interneti (IoT) alanlarında da yatırımlar yapmaktadır.
Otokar: Zırhlı Kara Araçları ve Toplu Taşıma Üreticisi
Otokar, 1963 yılında kurulan ve hem savunma hem de sivil araç üretiminde faaliyet gösteren köklü bir şirkettir. COBRA zırhlı taktik aracı, ARMA zırhlı personel taşıyıcısı ve çeşitli askeri araçların yanı sıra otobüs ve midibüs üretimi de yapmaktadır.
COBRA, Türkiye'nin en başarılı zırhlı araç projelerinden biridir. Yüksek manevra kabiliyeti, güçlü zırh koruması ve modüler tasarımıyla 30'dan fazla ülkeye ihraç edilmiştir. Otokar ayrıca TULPAR zırhlı muharebe aracı ve URAL kamyon ailesini de üretmektedir.
Sivil tarafta ise şehir içi otobüsler, şehirlerarası otobüsler ve midibüsler üreten Otokar, elektrikli araç teknolojilerine de önemli yatırımlar yapmıştır. e-CENTRO elektrikli otobüsü, çevre dostu toplu taşıma çözümleri arayışında olan şehirler için geliştirilmiştir.
Savunma Sanayiinde Ar-Ge ve İnovasyon
Yerli ve Milli Üretim Vurgusu
Türkiye'nin savunma sanayii politikasının merkezinde "yerli ve milli" üretim vurgusu yer almaktadır. Bu yaklaşım, sadece üretimde dışa bağımlılığın azaltılmasını değil, aynı zamanda teknolojik özgürlüğün kazanılmasını da hedeflemektedir. 2010 yılında %25 seviyelerinde olan yerlilik oranı, 2023 itibariyle %80 seviyelerine çıkmıştır.
Yerli üretim politikası, şirketleri kendi teknolojilerini geliştirmeye teşvik etmiş ve önemli teknolojik atılımların yapılmasına olanak sağlamıştır. ASELSAN'ın radar teknolojileri, HAVELSAN'ın simülasyon sistemleri, Roketsan'ın füze teknolojileri bu politikanın başarılı örnekleri arasındadır.
Milli üretim kapasitesinin artırılması, aynı zamanda teknoloji transferini de hızlandırmıştır. Uluslararası ortaklıklarda Türk şirketleri artık sadece üretici değil, aynı zamanda teknoloji geliştirici konumunda yer almaktadır.
Yapay Zeka, Uzay Teknolojileri ve Siber Güvenlik
Modern savunma sanayiinin en kritik alanlarından biri yapay zeka teknolojileridir. Türk savunma şirketleri, otonom sistemler, hedef tanıma, veri analizi ve karar destek sistemleri alanlarında yapay zeka uygulamaları geliştirmektedir. HAVELSAN'ın geliştirdiği yapay zeka destekli simülasyon sistemleri bu alanın öncü örnekleri arasındadır.
Uzay teknolojileri de Türkiye'nin stratejik hedefleri arasında yer almaktadır. Türkiye Uzay Ajansı'nın kurulmasıyla birlikte, savunma sanayii şirketleri uzay projelerine daha aktif katılım göstermektedir. Roketsan'ın hibrit roket motorları ve TUSAŞ'ın uydu teknolojileri bu alandaki gelişmelerin somut örnekleridir.
Siber güvenlik ise modern savaşların yeni cephesi haline gelmiştir. Türk savunma şirketleri, hem kendi sistemlerinin korunması hem de siber savunma kapasitelerinin geliştirilmesi için yoğun çalışmalar yürütmektedir. HAVELSAN ve NETAŞ bu alanda öncü şirketler olarak öne çıkmaktadır.
Üniversite ve Teknokent İşbirlikleri
Türkiye'nin savunma sanayiindeki başarının arkasında güçlü akademi-sanayi işbirlikleri yatmaktadır. ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi Üniversitesi gibi köklü teknik üniversiteler, savunma şirketleriyle ortak projeler yürütmektedir. Bu işbirlikleri, hem temel araştırmaların güçlenmesine hem de nitelikli insan gücünün yetişmesine katkı sağlamaktadır.
ODTÜ Teknokent, Bilkent Cyberpark, İTÜ Teknokent gibi teknoloji geliştirme bölgeleri, savunma sanayii ekosisteminin önemli parçalarıdır. Bu alanlarda faaliyet gösteren KOBİ'ler, büyük savunma şirketlerinin alt yüklenicileri olarak kritik teknolojiler geliştirmektedir.
TÜBİTAK SAGE, TÜBİTAK UZAY gibi araştırma enstitüleri de savunma teknologilerinin geliştirilmesinde önemli roller üstlenmektedir. Bu kurumların geliştirdiği teknolojiler, özel sektör şirketleri tarafından ürüne dönüştürülmektedir.
Savunma Sanayiinin Ekonomik Katkısı ve İhracat Potansiyeli
Ciro, Çalışan Sayısı ve Yıllık Büyüme Verileri
Türkiye'nin savunma sanayii, ekonomik büyümeye önemli katkılar sağlayan sektörlerden biridir. 2023 yılı verilerine göre, sektörün toplam cirosi 20 milyar USD seviyelerine ulaşmıştır. Bu rakam, 2010 yılındaki 4 milyar USD seviyesinden beş kat artış anlamına gelmektedir.
Sektörde doğrudan çalışan kişi sayısı 100.000'i aşarken, dolaylı istihdam rakamının 300.000'in üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. ASELSAN 18.000, TUSAŞ 12.000, HAVELSAN 3.500 çalışanıyla sektörün en büyük işverenleri konumundadır.
Savunma sanayiinin yıllık büyüme oranı, son beş yılda ortalama %15-20 seviyelerinde gerçekleşmiştir. Bu oran, Türkiye ekonomisinin genel büyüme oranlarının üzerinde seyrederek sektörün dinamik yapısını göstermektedir. Ar-Ge yatırımlarının toplam ciro içindeki payı %8-10 seviyelerinde olup, bu oran teknoloji yoğun sektörler için ideal kabul edilen seviyededir.
Savunma Sanayiinde İhracat Yapılan Başlıca Ülkeler
Türkiye'nin savunma sanayii ürünleri 170'den fazla ülkeye ihraç edilmektedir. 2023 yılında savunma sanayii ihracatı 5,5 milyar USD seviyesine ulaşmış ve bu rakamla Türkiye dünyada ilk 10 savunma sanayii ihracatçısı arasına girmiştir.
İhracatın en yoğun olduğu bölgeler Ortadoğu, Kuzey Afrika, Doğu Avrupa ve Latin Amerika'dır. Azerbaycan, Katar, Suudi Arabistan, Pakistan, Bangladeş, Ukrayna ve Polonya başlıca ihracat pazarları arasında yer almaktadır. COBRA zırhlı araçları, ANKA insansız hava araçları, deniz platformları ve elektronik harp sistemleri en çok ihraç edilen ürün gruplarıdır.
AB ülkeleri ve NATO müttefikleriyle yapılan savunma sanayii işbirliği anlaşmaları, Türk şirketlerinin Avrupa pazarında daha etkin rol oynamasını sağlamıştır. Özellikle ortak üretim projeleri ve teknoloji transferi anlaşmaları bu sürecin önemli dinamikleridir.
Küresel Rekabette Türkiye'nin Yeri
Global savunma sanayii pazarının büyüklüğü yaklaşık 500 milyar USD seviyesindedir ve Türkiye bu pazarda %1,1'lik pay ile 13. sırada yer almaktadır. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre, Türkiye 2018-2022 döneminde savunma sanayii ihracatını %25 artırarak dünyanın en hızlı büyüyen savunma sanayii ülkeleri arasına girmiştir.
Türkiye'nin özellikle insansız hava araçları, zırhlı kara araçları ve deniz platformları alanlarında küresel rekabette güçlü konumu bulunmaktadır. ANKA ve TB2 insansız hava araçları, uluslararası pazarlarda ABD ve İsrail ürünleriyle rekabet edebilir düzeydedir.
Maliyet-performans oranı açısından Türk savunma sanayii ürünleri, Batılı alternatiflere göre %30-50 daha uygun fiyatlı olmakla birlikte kalite standartlarında önemli bir fark bulunmamaktadır. Bu avantaj, özellikle gelişmekte olan ülke pazarlarında Türkiye'nin tercih edilmesini sağlamaktadır.
Savunma Sanayiine Yatırım Yapmanın Avantajları ve Riskleri
Uzun Vadeli Yatırım Potansiyeli
Savunma sanayii şirketleri, uzun vadeli yatırım perspektifi açısından cazip özellikler taşımaktadır. Sektörün doğası gereği, projeler çok yıllık süreçlerde gerçekleşmekte ve bu durum şirketlere öngörülebilir gelir akışları sağlamaktadır. Ayrıca, devlet garantili projeler ve uzun vadeli sözleşmeler, gelir istikrarını destekleyen faktörlerdir.
Türkiye'nin artan savunma bütçesi ve yerli üretim politikaları, sektörün büyüme dinamiklerini güçlendirmektedir. 2023 yılında 120 milyar TL seviyelerine ulaşan savunma bütçesinin, önümüzdeki yıllarda da artış eğilimi göstermesi beklenmektedir. Bu durum, yerli şirketlerin pazar payının artmasına olanak sağlamaktadır.
İhracat potansiyelinin sürekli büyümesi de uzun vadeli büyüme beklentilerini desteklemektedir. Türk savunma sanayii ürünlerinin kalite-fiyat dengesindeki başarısı, uluslararası pazarlarda sürekli genişleyen bir müşteri tabanı yaratmaktadır.
Sektörel Dalgalanmalar ve Politik Etkiler
Savunma sanayii yatırımlarının en önemli risklerinden biri, politik gelişmelerin sektör üzerindeki etkisidir. Uluslararası ambargolar, diplomatik krizler veya güvenlik politikalarındaki değişiklikler, şirketlerin performansını doğrudan etkileyebilmektedir. 2019 yılında yaşanan S-400 krizi ve F-35 programından çıkarılma süreci, bu riskin somut bir örneğini oluşturmuştur.
Sektörel dalgalanmalar, büyük projelerin ertelenmesi veya iptal edilmesi durumunda şiddetli olabilmektedir. Özellikle tek bir büyük projeye bağımlı şirketler, bu tür risklere daha açık konumdadır. ALTAY tankı projesinde yaşanan motor tedariği sorunu, bu duruma örnek teşkil etmektedir.
Döviz kuru dalgalanmaları da sektör için önemli bir risk faktörüdür. İhracat gelirlerinin büyük kısmının döviz cinsinden olması, TL'nin değer kaybettiği dönemlerde pozitif etki yaratırken, ithal girdi maliyetlerini de artırmaktadır. Bu çift yönlü etki, şirketlerin finansal planlamasını zorlaştırabilmektedir.
Yatırım Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler
Savunma sanayii şirketlerine yatırım yapmadan önce, şirketlerin proje portföylerinin incelenmesi kritik önem taşımaktadır. Tek bir büyük projeye bağımlı şirketler yerine, çeşitlendirilmiş proje portföyüne sahip şirketler tercih edilmelidir. Ayrıca, şirketlerin ihracat/yurt içi satış dengesinin analiz edilmesi, risk değerlendirmesi açısından önemlidir.
Finansal göstergeler arasında özellikle nakit akış yaratma kapasitesi, borç/öz kaynak oranı ve Ar-Ge yatırımlarının sürdürülebilirliği dikkat edilmesi gereken unsurlardır. Savunma projelerinin uzun vadeli doğası nedeniyle, şirketlerin finansman yapısının sağlam olması gereklidir.
Yönetim kalitesi ve kurumsal yönetim standartları da yatırım kararında etkili olmalıdır. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve profesyonel yönetim anlayışına sahip şirketler, uzun vadede daha başarılı performans sergilemektedir.
Türkiye'nin Savunma Sanayii Geleceği
2030 ve 2050 Vizyonları
Türkiye'nin savunma sanayii için belirlenen 2030 vizyonu, sektörün global pazardaki payının %2 seviyesine çıkarılmasını hedeflemektedir. Bu hedefe ulaşmak için ihracatın 20 milyar USD seviyesine çıkarılması ve teknolojik özgürlük seviyesinin %90'ın üzerine taşınması planlanmaktadır. Milli Muharebe Uçağı'nın seri üretimine geçilmesi, milli denizaltı projelerinin tamamlanması ve uzay teknolojilerinde özgün çözümler geliştirilmesi bu vizyonun temel taşlarıdır.
2050 vizyonu ise Türkiye'nin küresel savunma sanayii pazarında ilk 5 ülke arasına girmesini öngörmektedir. Bu uzun vadeli hedef, yapay zeka, kuantum teknolojileri, hipersonik sistemler ve uzay teknolojileri gibi gelecek nesil teknolojilerde öncülük yapmayı içermektedir. Ayrıca, savunma teknolojilerinin sivil alanlara transferiyle teknoloji ekosisteminin güçlendirilmesi de planlanmaktadır.
Eğitim ve insan kaynakları geliştirme stratejileri, bu vizyonların hayata geçirilmesi için kritik öneme sahiptir. Üniversitelerde savunma teknolojileri bölümlerinin açılması, yüksek lisans ve doktora programlarının güçlendirilmesi, sektörün nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılamaya yönelik çalışmalardır.
Milli Savunma Projeleri ve Stratejik Hedefler
Türkiye'nin önümüzdeki dönemde hayata geçireceği stratejik projeler, savunma sanayiinin geleceğini şekillendirecek faktörlerdir. Milli Muharebe Uçağı (MMU-KAAN) projesi, 2028 yılında seri üretime geçmesi planlanan ve Türkiye'yi 5. nesil savaş uçağı üretebilen 5 ülkeden biri yapacak olan en önemli projedir.
TF-X motor projesi, havacılık sanayiinin en kritik teknolojisi olan jet motoru alanında bağımsızlığın kazanılmasını hedeflemektedir. TEI (Tusaş Motor Sanayii) ve Rolls-Royce ortaklığında geliştirilen bu proje, Türkiye'nin motor teknolojilerindeki dışa bağımlılığını önemli ölçüde azaltacaktır.
Milli denizaltı projesi kapsamında geliştirilen REIS sınıfı denizaltılar, Türkiye'nin deniz altı kuvvetlerini güçlendirmenin yanı sıra, gemi inşa sanayiinde yeni teknolojilerin geliştirilmesine katkı sağlamaktadır. ASELSAN'ın geliştirdiği denizaltı savaş sistemleri ve HAVELSAN'ın komuta kontrol sistemleri bu projenin yerli bileşenlerini oluşturmaktadır.
Uluslararası İşbirlikleri ve NATO Rolü
Türkiye'nin NATO üyeliği, savunma sanayii gelişiminde önemli bir referans çerçevesi oluşturmaktadır. İttifak gereklilikleri ve standartları, Türk savunma sanayiinin teknolojik gelişimini yönlendiren faktörlerdir. F-35 projesinden çıkarılma sürecinin yaratığı zorluklar, alternatif işbirlikleri arayışını hızlandırmıştır.
Ukrayna ile geliştirilen motor teknolojileri işbirliği, ALTAY tankı projesi için kritik önem taşımaktadır. Ivchenko-Progress şirketi ile yapılan anlaşma, Türkiye'nin tank motoru teknolojisindeki açığını kapatmaya yönelik önemli bir adımdır. Ayrıca, insansız hava araçları alanında Ukrayna ile geliştirilen ortak projeler, her iki ülkenin teknolojik kapasitelerini artırmaktadır.
Katar ile yapılan stratejik ortaklık anlaşması, sadece BMC için değil, Türk savunma sanayii ekosistemi için önemli bir gelişmedir. Bu ortaklık, finansal kaynakların güçlendirilmesinin yanı sıra, Körfez pazarına erişim konusunda da avantajlar sağlamaktadır.